Ramazan-ı Şerif gecelerinde yeryüzüne inen melekler sayısınca Allah-ü Teâlâ’ya hamd-ü senâlar olsun. Allah’ım! Gönüllere nûr, müşfik sultanımız, Efendimiz Muhammed Mustafa’ya (s.a.v.) ve O’nun âl ü ashabına salât ve selâm eyle.
İmam-ı Rabbâni Hazretleri’nin (k.s.) talebelerinden olan Muhammed Hâşim Kışmî Hazretleri, “Berekât” isimli eserlerinde buyururlar ki:
“Muhammed Bâkîbillah Hazretleri’nin muhterem valideleri, Hâce Hazretleri’nin dergâhında hizmetçiler bulunmasına rağmen, dergâhın hizmetleriyle bizzat alakadar olurdu. Dergâhın ekmek ve yemeklerini pişirir, çok defa yemeği talebelere kendisi dağıtırdı. Buna rağmen kendisi bir parça kuru ekmekle iktifa eder, çoğu zaman bir hasır üzerinde uyurdu.
Bir vakit Bâkîbillah Hazretleri (k.s.), annelerinin zayıf ve kuvvetsiz kaldığını görünce, yemek pişirme işini bir başkasına ısmarladı. Muhterem anneleri bu duruma, ‘Bilmiyorum, ne kabahat ettim ki Allah-ü Teâlâ beni bu hizmetten mahrum etti. Yaptığım en iyi iş, o hazrete ve talebelerine ekmek ve yemek pişirmekti. O da elimden alındı.’ diye çok üzüldüler. Fakat edebe riayetlerinden bunu oğulları Hâce Hazretleri’ne söyleyemediler. Annelerinin bu ızdırabı, Muhammed Bâkîbillah Hazretleri’ne bildirilince, bu büyük nimeti tekrar annelerine emanet ettiler.”
***
Fahreddin Ali Safî b. Hüseyin el-Vâiz el-Herevî, “Reşehâtu Ayni’l Hayât” isimli eserinde şöyle nakleder:
“Bir gün Şeyh Ebû Ali Farmedî Hazretleri’nin (k.s.) hocası İmam Ebû’l Kâsım el-Kuşeyrî (k.s.) hamama girmişti. Ebû Ali Farmedî Hazretleri, hocası istemeden onun ihtiyaç duyduğu birkaç kova sıcak suyu hamama götürdü. Hocası hamamdan çıkıp namazını eda ettikten sonra ‘Suyu kim getirdi?’ diye sordu. Ebû Ali Farmedî (k.s.), acaba edebe mugayir bir şey mi yaptım, korkusuyla sükût etti. Fakat şeyhi, aynı soruyu üç kez tekrar edince ‘Ben getirdim, efendim.’ dedi. Bunun üzerine üstâzı ‘Ey Ebû Ali, sen Ebû’l Kâsım’ın yetmiş senede elde edemediğini bir kova su ile elde ettin.’ diyerek Ebû Ali Farmedî Hazretleri’nin hizmetlerine karşılık iltifatta bulundular.”
***
Âlemlere nûr Efendimiz Ahmed-i Muhtâr (s.a.v.) ise bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular: “Allah-ü Teâlâ dünyaya şöyle emretti: ‘Ey dünya! Bana hizmet edene hizmetçi ol. Sana hizmet edene de sıkıntı ver.”¹
¹Ebû Nuaym, Hilyetü’l Evliyâ, 3/194.
Kaynak:
– Silsiletü’z Zeheb Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye – Fazilet Neşriyat, 2014