Film, Kauwboy

Yapım, Hollanda, 2012

IMDB, 7,1/10

Tür, dram

Süre, 1 sa 21 dk

  Fragmanına şu linkten ulaşabilirsiniz, https://www.youtube.com/watch?v=dOkjAEsG8V0

Boudewijn Koole

Yönetmen, Boudewijn Koole’nin böyle samimi bir film dili yakalamış olması gerçekten harika, üstelik ilk uzun metrajında… Film birçok ödül almış. Berlin Uluslararası Film Festivalinde ‘En iyi Film’, Buenos Aires Uluslararası Bağımsız Sinema Festivalinde Unicef Özel Mansiyon Ödülü gibi birçok ödül. Oyuncu kadrosundaysa Rick LensLoek PetersCahit Ölmez gibi isimler bulunuyor. Özellikle Rick Lens oyunculuğu ile göz kamaştırıyor diyebilirim.

‘Başlangıçta hiçbir şey yoktu. Her yer simsiyahtı. Ve sonra… Hayat başladı.’

Film sürprizler, soru işaretleri ve ani gerilim sahneleriyle bezenmiş. Tıpkı birçok malzeme kullanılmasına rağmen sonucunda yeni, tek ve net bir tat aldığınız yemeği yer gibi oluyorsunuz yani izlerken. Her şey orada olmasına rağmen nasıl bir tek şey olarak görünebilir?

Bunu Jojo’dan öğrenelim.

Jojo, kentin kırsal kesimi diyebileceğimiz bir yerleşim yerinde babasıyla yaşamaktadır. Gündüzleri okula gider. Okulunda yüzme takımında başarılı bir yeri vardır. Babasının yoğun çalışması sebebiyle günün büyük bir bölümünde yalnız kalmak zorundadır. Yine böyle günlerden bir günde evlerinin yakınındaki arazide yürürken ağacın altında bir karga yavrusu bulur. Biraz yaralı ve uçamaz halde. Yuvasına geri koymak için ağaca tırmanır ve tam koyacakken tekrar düşürür. Telaşla aşağı iner ve yavruyu alıp eve getirir. Artık ona Jojo bakacaktır. Fakat büyük bir problem vardır. Babası evde hayvan bakma fikrinden hiç hoşlanmaz. O hep şöyle der Jojo’ya ‘ Hayvanların ve bitkilerin yeri dışarısıdır.’ Fakat bu cümleyi daha önce sanki hiç duymamış gibi yaparak cüce karga/Jack’e odasında bakmaya başlar. Okuldaki kütüphanede, kitaplardan cüce kargalara nasıl bakılacağı konusunda bir araştırmalar yapar. Onu besler. Aralarında güçlü bir bağ gelişir ve artık ayrılmaz iki dost olurlar, Jojo ve Jack.

‘Cüce kargalar sürü halinde yaşarlar. En güzel dişi ve yuva yapmak için en uygun yer onundur. Ama en iyi olmak ve en iyiyi alabilmek için bir şeyler yapması gerekir. Cesur, korkusuz, sert olmalıdır. Ortada bir tehlike varsa ilk giden o olmalıdır.’

Jojo aslında hayatındaki büyük bir eksiklikle baş etmeye çalışmaktadır. Çocukların, inanılmaz derecede, karşılaştıkları olaylara uyum sağlama yeteneğine sahip oldukları malumunuz. En kötü durumlarda bile yetişkinlerden de usta biçimde durumları yönetip toparlar ve nasıl devam etmesi/edeceği konusunda strateji belirleyebilirler. Çocuklar, teslimiyet sahibidir. Çünkü kalpleri henüz bozulmamış/ sağlam bir imanla doludur.

Jojo ve babasının hayatlarındaki eksiklik, onunla kişisel ve beraberken nasıl baş ettikleri. Baba-oğul ilişkileri gibi konuların irdelendiği bu güzel ama aynı zamanda da hüzünlü filmin izleyen herkesin kalbinde bir şeyleri harekete geçireceğine emin gibiyim.

‘Cüce kargalar her anı birlikte geçirirler. Uçarken yan yana zarifçe kanat çırparlar. Dışarıda grup halinde otururlar. Ağaçtayken birbirlerinin tüylerini kabartırlar. Erkek dişisine bulduğu bütün yiyecekleri verir. Dişisi de memnuniyetle yer. Biri hasta olsa bile diğeri başında bekler.’

Ve son olarak filmin soundtrack albümünden bir parçayı da kalbinize armağan ediyorum, https://www.youtube.com/watch?v=cymQlQe2vT0 , iyi seyirler.