Film, Lion
Yapım, Avustralya, 2016
Tür, drama
IMDB, 8/10
Süre, 1 sa. 57 dk.
Fragmanına şu linkten ulaşabilirsiniz, https://www.youtube.com/watch?v=-RNI9o06vqo
Filmin yönetmen koltuğunda Garth Davis oturuyor. Davis daha önce çeşitli kısa filmler ve Avustralya’da yayınlanan çeşitli dizilerin bölümlerini yönetmiş. Lion ilk uzun metraj çalışması. Oyuncu kadrosunda, Dev Patel, Nicole Kidman, Rooney Mara, Sunny Pawar. Burada dikkatler üzgünüm ama Nicole’den de önce Dev’e çevriliyor. Bu kadar genç olmasına rağmen büyük başarılar yakalayan Hint asıllı oyuncu şu ana kadar yedi filmde oynadı. Çıkış yaptığı ilk film Milyoner’di. Bana göre ikinci büyük çıkışını da Lion ’da gerçekleştirdi.
Tüm bu bilgilerden sonra filmin konusuna gelebiliriz. Senaryo; Saroo Brierley’in A long Way Home isimli kitabından uyarlama. Gerçek bir hikâyeden. Kahramanımız Saroo’nun günümüzde yaşadığını da bilince insan film bittiğinde uzun süre etkisinden çıkamıyor.
Hikâye, Hindistan’ın kırsalında bir köyde başlıyor şu diyalogla.
Saroo: Hep ne kadar küçük olduğumu söyledin şimdi ne kadar zeki olduğumu gördün mü?
Guduu: Evet, çok yüksekten zıpladın, ne uçuştu ama.
Saroo: İnanılmaz yüksekten!
Saroo, abisi Guduu, annesi ve küçük kız kardeşiyle beraber yaşamaktadır. Hindistan nüfusunun büyük bir kısmı ekonomik olarak çok zor durumda bilindiği üzere, işte bu ülkenin çocuklarının neredeyse artık milli meslek seviyesine ulaşmış gayri yasal bir gelir kaynakları var. Kömür taşıyan trenlerin tepesine çıkarak ya da trenden düşen kömürleri toplayıp satarak para kazanmak. Saroo ve abisi de öyle yaparak ailesinin geçimine katkı sağlamaya çalışmakta. Yine bu tarz bir iş için iş sahibiyle anlaşan Guduu gece yola çıkmaya hazırlanır. Abisini gören Saroo, gidip çalışmak istediğini söyler. Her ne kadar abisi bu işin beş yaşındaki çocuklar için uygun olmadığını söylese de Saroo’yu ikna edemez ve en sonunda annesinden gizli, kardeşini de alarak yola koyulur. Trenle orta uzunlukta bir yolculuğa çıkarlar. Gidecekleri yere vardıklarında Saroo bankın üstünde uyuyakalır. Abisi de onu orda bırakıp işe gider. Geri döndüğünde orda hala uyuyor bulacağını umarak. Saroo için zor bir süreç bu noktada başlayacaktır. Uyandığın abisini yanında göremeyince korkar ve boş trene biner. Uyur. Uyandığında artık yaşadığı yerden çok uzaklarda bir yerdedir. Aylarca çeşitli tehlikeler atlatarak kayıp şekilde yol alır. Nereye gittiğini bilmeden. En sonunda iyi bir insana rastlar ve yetimhaneye götürülür. Bir süre orada kaldıktan sonra Avustralyalı bir aile Saroo’yu evlat edinmek ister.
Aradan yirmi yıl geçer. Saroo ailesini bulma isteğiyle yanıp tutuşmakta hayatındaki diğer şeylere adapte olamamaktadır. Film bize Saroo’nun bu sürecini efsanevi bir şekilde anlatıyor. Hikâyenin devamını ve sonunu size emanet ediyorum. Bana inanın bu film kalbinize dokunacak.
Şunu da söylemem gerek. Filmin çok iyi bir soundtrack albümü var. İçlerinden en beğendiğim iki parçanın linkini de buraya bırakıyorum
https://www.youtube.com/watch?v=0NMPt7K9ZRs
https://www.youtube.com/watch?v=Z-egrW3mrtM
İyi seyirler.