Yazdıklarından, söylediklerinden, tecrübelerinden ve duruşlarından daima müstefid olduğumuz kıymetli büyüklerimizi, Bir Acayip Blog’un “Mihmanhâne”sinde ağırlıyoruz.. Bizleri kırmayıp, müstesna kalemlerinden güzel sözler bahşettikleri için minnettarız.
Aşk Allah’ın has odunudur, yalnızca kalplerde yanar…
Allah isteseydi dalaleti yaratmaz herkesi hidayet üzre tutardı. Amma o vakit herkes hidayete mecbur olurdu. Oysa Rab olmak, hidayetin karşısında dalaleti de yaratmak, onu isteyenleri –sorumluluk kendilerinde kalmak şartıyla- mahrum bırakmamakla şan bulur. Dolayısıyla Allah hidayet fıtratıyla yarattığı kullarından hiçbirini cebren dalalete düşürmez; onu kul kendi ister.
Hayat hakkı, hürriyet hakkı ve namus hakkı insana hakkullah olarak verilmiş olup bunlara taarruz, büyük günahlar gibi görülmelidir.
Madem ki “İyyake na’budü ve iyyake nestaîn” ayeti var, o halde insanlar İslam’a koştukça toplanır, İslam’dan uzaklaştıkça dağılır.
Lisan, insanlığın gereği değil sebebidir. Mesuliyet gerektiren ruh üflenmesinden murad, yaratılmak değil, konuşmaktır. Çünkü yaratılmak başlangıç (öncül), konuşmak ise sonuçtur (kemâl).