Meyveleri ve salkım hurma ağaçlarını yaratan Allah-ü Teâlâ’ya hamd-ü senâlar olsun. Allah’ım, yedi kat semada yarattıkların miktarınca Efendimiz Muhammed’e (s.a.v.) salât ve selâm eyle.

Abdülvehhâb bin Ahmed bin Ali el-Hanefi’nin müellifi olduğu Mizân-ı Şa’râni adlı eserden rivayetle:

“Semnun Muhib (k.s.) şöyle bir şiir buyurmuştu:

‘Yoktur bir arzum, ancak sen;
Beni dene; nasıl istersen!..’

Semnun Hazretleri aradan kısa bir süre geçmesiyle birlikte illet bir hastalığa mübtelâ oldu. O sıra hastalığın verdiği sıkıntıdan mütevellit etrafındakilere:
– Halimi görün ve bu yalancı amcanız için dua edin, demeye başladı. Onun hâlini bilen büyükler:
– Allah’tan musibet isteme şeklinde bir temennide bulunmamalıydı. Onun yerine aczini itiraf edip ‘Beni affet!’ deseydi daha doğru olurdu, diyerek insanlara nasihatlerde bulundular.”

Duanın âdâbı hakkında, Şâh-ı Nakşîbend Hazretleri ise şöyle buyurdular:

“Henüz on sekiz yaşlarındaydım. Bir gün bir vesileyle,  Hâce Muhammed Baba Semmasî Hazretleri’yle buluşma şerefine nail oldum. Akşam namazı vaktine kadar sohbetlerinde bulundum. Sohbetlerinin bereketi ve feyziyle, kendimi tam bir huzur ve sükûnet içinde hissediyordum. Gecenin ilerleyen vakitlerinde kalktım abdest aldım, mescide gittim. Hâce Baba Semmasî Hazretleri, bu mescidde sohbet ederlerdi. İki rekât namaz kılarak secdeye kapandım. ‘Ey Rabbim, bana belâya tahammül etme kuvveti ver!.. Bana muhabbet mihnetine katlanmayı ihsan eyle!..’ diyerek Rabbime çok yalvardım.

Ertesi günün sabahı, Hâce Muhammed Baba Semmasî Hazretleri’nin yanına gittim. Hâce Hazretleri bana yöneldi. Mübarek, çok güçlü bir ferasete sahipti. Akşam yaşadığım bütün manevi güzellikleri bana bir bir anlatarak şunları söyledi:

– Evladım! Dua ederken ‘Ey Rabbim! Senin rızana uygun olanı bu zayıf kuluna bahşeyle..’ diye de ilave etmelisin. Çünkü Allah-ü Teâlâ’nın kulu için razı olduğu şey o kul için, asla belâ olmaz. Allah-ü Teâlâ, sevdiği bir kuluna belâ gönderse bile o sevgili kuluna, bu belâya tahammül etme güç ve kuvveti ihsan eder. Ancak kul kendi iradesiyle belâ isterse bu doğru olmaz. Kişi, böyle bir talepte bulunarak edep kurallarının dışına çıkmamalıdır.”

Kaynak:
– Mizân-ı Şa’râni – 3. Cilt, 841. sf.
– Şah-ı Nakşibend (k.s.) – Semerkand Yayınları, 2014