Âlem-i islâmı, Fıtır bayramına kavuşturan Allah-u Teâlâ’ya hamd-u senâlar olsun. Allah’ım! Celal ve ikrâm sahibi olan yüce zâtın devam ettiği için devam edecek ve hiç kesilmeyecek olan salâtla efendimiz Muhammed’e (s.a.v) onun pâk ve yücel â’line salât ve selâm eyle.
Ferîdüddin Attâr Hazretleri’nin müellifi olduğu Tezkiretü’l-Evliyâ adlı eserinden rivayetle:
“Zunnûn-i Mısrî (k.s) şöyle buyurmuştur:
-Otuz sene halkı davet ettim, ancak bir tanesi gereği gibi Allah’ın dergâhına geldi. Bu hadise de, şöyle vukû buldu.
Bir şehzâde, bir cemaatle camiden çıkmıştı. O esnada şöyle diyordum:
-Güçlü ile boy ölçüşen bir zayıftan daha ahmak hiç bir kimse yoktur.
Bunun üzerine gencin rengi attı. Kalktı ve gitti. Ertesi gün tekrar gelip:
-Allah-u Teâlâ’ya giden yol nedir?
Bu gence Allah’a giden yolu şöyle açıkladım:
-Bir yol var çok küçüktür, bir yol var çok büyüktür. Eğer küçük yolu soruyorsan bu, günahı terk, dünyayı terk, arzuları terk etmekten ibarettir. Büyük yolu soruyorsan bu da Hak Teâlâ hariç her şeyi terk edip, her şeyi kalpten tahliye etmektir.
O zaman genç dedi ki:
-Vallahi en büyük yoldan başkasını tercih etmem.
Hemen ertesi gün sûf giyip geldi ve işe koyuldu. Sonunda sâlihler topluluğuna dâhil oldu.”
Allah yolundaki insanı Hasan-i Basrî Hazretleri (k.s) şöyle anlatmaktadır:
“Koyun insandan daha hassastır. Çünkü çobanın seslenmesi, onu otlatmaktan alıkoyarken Allah’ın daveti karşısında insan, ona bigâne kalmaktadır.”
İnsan kimi zaman Allah’a giden yolların en büyüğünü seçerken, kimi zamanda Allah’a giden yolda küçük bir adımı bile atamaz hale geliyor. Ebû Ali Şakik (k.s), Semerkant’ta bir mecliste konuşurken cemaat Allah’a ulaşmanın sırrını şöyle buyurmaktadır:
“Ey cemaat! Eğer ölü iseniz mezarlığa, çocuksanız mektebe, deliyseniz tımarhaneye, kâfirseniz küfür diyarına! Yok, eğer kul iseniz müslümanlığın şartını hakkıyla yerine getiriniz.”
Allah giden yolların hepsi, tek bir şarta bağlıdır. O da, müslümanlığın şartını hakkıyla yerine getirmektir. İhlas ve samimiyetle yapılmış ibadetler, küçük yolda dahi olsa büyük adımlar atmamıza ve Allah’a ulaşmamıza vesile olacaktır.
Kabul olunmayan amel ve duadan yalnız ve yalnızca Allah’a sığınırız.